13 Temmuz 2009 Pazartesi

Ciro Şelalesi

Ciro ŞelalesiCiro şelalesi Artvin ili Yusufeli ilçesi Özgüven köyü sınırları içerisinde bulunur. Daha bir kaç yıl öncesine kadar kimsenin varlığından bile haberdar olmadığı Ciro şelalesi, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nden bir ekibin yaptığı çalışma ile Türkiye'nin en yüksek çağlayanı ünvanını almıştır.

Özgüven KöyüCiro çağlayanı tam dik bir düşüş sağlamamakla beraber kısa kademeli olarak 166 metrelik bir yüksekliğe sahip olduğu tescil edilmiştir.Çağlayanın bulunduğu Özgüven köyü İntkor yaylası da en az Ciro çağlayanı ilgi çekicidir.Yöre farklı coğrafi özellikleri dikkat çekmektedir.Yaylada ilginç trekking parkurlarının yanısıra irili ufaklı bir çok buzul gölüne rastlamak mümkündür.

Not:İlgili resimler artvin.biz web sitesinden alınmış olup Kemal Yazıcı tarafından eklenmiştir.

22 Mayıs 2009 Cuma

Artvin Livane Kalesi

Livane kalesi Erzurum - Samsun karayolunun Artvin şehir merkezine çıkış sağlayan noktasında, Çoruh Nehri üzerinde bulunan Artvin Köprüsü’nün (eski artvin köprübaşı) karşı yanında, ırmak tabanından 70 m. yükseklikte ana kayaya bağlanmış konumdadır. Kale içerisinde sarnıç ve şapel kalıntıları bulunmaktadır. Yapı, 10. yüzyıl ortalarında Bağratlı Krallığı’nca inşa edilmiş, 16. yüzyılda Osmanlılar tarafından onarım görerek kullanılmıştır. Yüksek kulesiyle dikkat çekmektedir.Livane Kalesi yakın zamanda onarımdan geçmiş olup günümüzde sağlamlığını korumaktadır.

19 Mayıs 2009 Salı

Rabat Kilisesi

yeni rabat kilisesiArdanuç İlçesine bağlı 17 km. mesafedeki Bulanık köyü, Çamlık (Rabat) mahallesinde bulunmaktadır. Yapı yöredeki Kiliselerle benzerlik göstermektedir. Ortaçağ döneminde bölgeye hakim olan Bagratlı Krallığınca yaptırıldığı tahmin edilmektedir.


Ortaçağ mimarisinde özellikle içteki planı dışa yansıtan üçgen nişler kullanılmıştır. Üçgen nişler bölge mimarisinde çok ender olarak kubbe kasnağında kullanılır. Nişlerin sayılarının pencere açıklarından fazla olmasına bu kilisede rastlanır. Her iki cephesinde kabartma bitki motifi bezeli kesme taşlar bulunmaktadır.

Hamamlı Dolishana Kilisesi


Artvin merkeze bağlı Hamamlı Köyünde bulunmaktadır.İl merkezine 32 km uzaklıkta olan kilise, Bağratlı I. Sembat tarafından 923-958 de yaptırılmıştır.XVI. Yüzyıl ortalarından sonra bir bölümü cami olarak kullanılmıştır.Manastırından günümüze sadece kilisesi kalmıştır.İşlemeli ve kapısındaki özelliğini günümüze kadar koruyabilmiş “güneş saati” ile etkileyici bir mimariye sahiptir.Tarihi eserlere olan ilgisizlik nedeniyle zamanla “güneş saati” yerinden sökülerek çalınmıştır.

27 Ocak 2009 Salı

Artvin Kafkasör Boğa Güreşleri

Bu yılki (2009) 29. Artvin Kafkasör Kültür, Turizm ve Sanat Festivali 25-26-27-28 Haziran 2009 tarihlerinde yapılacaktır.

Boğa GüreşleriKafkasör boğa güreşleri Artvin genelinde yapılan ve katılımın en fazla olduğu şenliklerin başında gelir.Aslında
festival sadece boğa güreşlerinden ibaret değil fakat ilk oluşumu boğa güreşleri ile olduğu için yörede Kafkasör boğa güreşleri olarak biliniyor.

Festival ismini yapıldığı yer olan Kafkasör Yaylası'ndan alıyor.Takısını ise en önemli etkinliği olan boğa güreşlerinden.Şenliklerin tam adı ise Kafkasör Kültür Turizm ve Sanat Festivali.Son zamanlarda festival kelimesi Türkçe bir kelime olmadığı için şenlik kelimesi ile değiştirme gayreti vardı ama sonucu ne oldu bilemiyorum açıkçası.

Şenliklerin oluşumunu kısaca ele alacak olursak aslı boğa güreşleri ile başlamıştır.(Boğa güreşlerinin neden başladığı ve neden devam ettirildiği konusuna birazdan devam edelim.)Daha sonraları ilginin artması nedeniyle ve şenlikleri daha cazip hale getirebilmek adına Artvin Belediyesi organizasyonu genişletmiş Artvin yöresinde yine sevilerek yapılan ve izlenen Karakucak Güreşleri'ni,kültürümüzün önemli bir parçası olan Halk Oyunları'Artvin ve ilçeleri ile ilgili çeşitli sanatsal faaliyetlerin sergilendiği Halk Sergilerini,son zamanlarda bu tür şenliklerde moda olan konserleri de şenliklere dahil ederek organizasyon 5 güne yayılmış ve son gün final günü en önemli etkinliği olan boğa güreşlerine ayrılmıştır.

Böylece 7 den 70'e herkes şenliklerde kendisi için de bişeyler bulabilmiş ve katılım artmıştır.Öyleki Artvin'den uzakta yaşayıp ta yılda sadece bir kez memeleketine gelebilen kişiler o geliş tarihini Kafkasör Festivali'ne rastlatmak için büyük çaba gösterirler.

Gelelim boğa güreşlerinin oluşumuna;eskiden insanlar tarlalarını koşmak,harmanını dövmek için bu hayvanların gücünden yararlanırdı.Herkes en azından 1 çift öküz bulundururdu ahırında olurda birine bişey olur veya satarım diye onun yerini alacak gençten bir tosun da bulunurdu bir çoğunda.Bunların başına her zaman bir çoban olmaz zaten ilkbahar geldimi bütün boğalar toplanıp birkaç ay yaylada kalacak.Kış aylarında sürekli ahırda kalıp ilkbaharın gelişiyle dışarıya çıkan boğalar tabiatlarında olan bir genle birbirlerine üstünlük kurma gereksinimi duyarlar.Bu üstünlük bazen bağırıp çağırarak bazen bir bakışla bir çok kezde kavga ederek kurulabiliyor.Arazinin dağlık oluşu hayvanların kavga ederken birbirlerine zarar vermeleriyle sonuçlandığı için insanlarımız düz bir yerde gözetim eşliğinde bu işi halletmek istemişler.Seyretmek te ilginç olmuş ve bu gelenek günümüzde böyle festivallere dönüşmüş.

Kaçkar Dağları ve Yaylası

Kaçkar DağlarıKaçkar dağlarına ulaşım Artvin Yusufeli
üzerinden daha kısa olmasına rağmen bu konuda yeterli bilgilendirme olmaması Rize ve Çalıhemşin üzerinden gelen ziyaretçilere daha çok imkan tanınması ve gerek yazılı gerekse görsel basında Rize yöresinin tanıtımının daha iyi olması nedeniyle bir çok turist Kaçkar dağlarına gitmek için Rize-Çamlıhemşin güzergahını kullanmaktadır.Buna rağmen Yusufeli üzerinden her yıl yüzlerce turist Kaçkar Dağlarını ziyaret etmekte ve güzelim Olgunlar ve Kaçkar yaylalarının tadını çıkarmaktadır.

Kaçkar dağları üzerinde bulunan krater gölleri,fauna ve florası ile insanları büyülemekte;çeşitli trekking parkurları ve tanıdığı kaya tırmanış alanlarıyla eşsiz bir doğal ortamdır.

Kaçakar dağlarına tırmanmak isteyenler Yusufeli-Yaylalar köyü güzergahını kullanarak kolay bir ulaşım yapabilirler.Yaylalar köyü Yusufeli ilçe merkezine 53 km uzaklıktadır.Bu yolun 20Km lik kısmı Yusufeli-Sarıgöl
arası asfalt yo olup geriye kalan 33Km lik yol stablize yoldur.Yaylalar
köyü tırmanış için bir konaklama noktasıdır.Burada konaklayan
tırmanışçılar köyden yiyecek malzeme temin edebilecekleri gibi
tırmanış için kendilerine gerekli olan rehber ve katır ihtiyaçlarını
karşılayabilirler.

Konaklama imkanları ve gerekli iletişim bilgileri için Yusufeli Kaymakamlığının web sitesinde bazı bilgiler mevcut.

Artvin Çoruh Nehri Rafting Parkurları


artvin çoruh nehri raftingBayburt’tan başlayıp İspir ve Yusufeli’ni takip ederek Artvin’e
kadar yaklaşık 260 km. uzunluğundaki nehirde, 4 farklı etapta rafting
yapılmaktadır.Raftinge ilgi duyan yüzlerce yerli ve yabancı turist Artvin'i ziyaret ederek bu etkinliklere katılmakta ve barajların yapılmasıyla birlikte önemini yitirecek olan çoruh nehrinde rafting sporu yapmaktadır.Ayrıca Yusufeli barhal çayında kano sporu yapılmaktadır.Rafting için neden çoruh nehri diye bir soru akla gelebilir bunun cevabı çoruh nehrinin dünyanın en hızlı akan ikinci nehri olmasıdır.


  • Bayburt-İspir ( 0-106 km ) :
Bayburt’tan Çoruh nehrini takip ederek Dikmetaş köprüsüne ulaşıldığında, köprünün her iki yakasında kamp kurulabilecek yerler mevcut olup parkura buradan başlanabilir, ikinci kampın yeri Aslandede veya Laleli olabilir. Bayburt-İspir arasındaki parkur 2-3 zorluk derecesindedir. Bu parkur ortalama 3 günde alınabilir. İspir’e gelmeden hemen önce (yaklaşık 3

km.) sol tarafta kamp yapma imkanı mevcuttur. Kamp yerinin yakınındaki
benzin istasyonundan ve alışveriş için İspir’den yararlanılabilinir.


  • İspir-Çamlıkaya: ( 106-134 km ) :


İspir-Çamlıkaya arası 3-4-5 zorluk derecesinde bir parkurdur. İspir başlangıç
noktasından (stabilize yol girişi km:0) 3.; 6,6.; 6,8.; 7,4. km, 8.
kilometrelerdeki su akışı iyi incelenmelidir. 28. kilometrede
Çamlıkaya’ya ayrılan yola gelmeden önce, nehrin sol yakasına kamp
kurulabilir. İçecek suyu 200 m. ileride yolun sol tarafında dağlardan
gelen dereden veya Çamlıkaya yol ayrımındaki beton köprüyü geçince
trafonun bulunduğu yerdeki direğin sağ alt tarafındaki pınardan temin
etmek mümkündür. Yiyecek imkanları Çamlıkaya’dan (yol ayrımından 4 km
mesafede) sağlanabilir.


  • Çamlıkaya-Tekkale: ( 134-178 km ) :

Çamlıkaya’dan itibaren Çoruh takip edildiğinde pirinç tarlaları, sebze ve meyve bahçeleri en çok karşılaşılan görüntüler olacaktır. 48. kilometrede Köprügören köyü geçilerek, 54. kilometrede Alanbaşı köyüne ulaşılacaktır. Kamp, Alanbaşı köyüne gelmeden sol tarafta Çoruh’a karışan derenin hemen yanına kurulabilir. Araba ile yakından takip etmek mümkündür. Bu parkurda, beton köprü geçişi sonrası zorluk derecesi 3-4-5 olup, taşlık yerlere dikkat edilmelidir. Çevreli köyüne gelmeden önce tarihi bir gözetleme kulesi ilgi çekicidir. 65.kilometrede beton köprüyü geçer geçmez sağ taraftan çıkıp Çevreli Köyü içerisindeki ilkokulun önündeki bahçede veya 7 km. daha ileride Tekkale köyünde kamp yapma imkanı vardır. Tekkale’den temin edilebilecek yerel rehberlerle tarihi Dörtkilise’ye yürüyüş yapılabilir. Kilisenin yanıbaşında akan derede alabalık tutulabilir.


  • Tekkale-Artvin ( 178-261 KM ) :

Tekkale’den parkura devam edildiğinde 6 km. sonra Yusufeli’ne ulaşılır.
Yusufeli’nde konaklama ve yeme - içme imkanı mevcuttur. Altıparmak
(Barhal) çayı, Çoruh’un en önemli kollarından biri olup Yusufeli
yöresinde Çoruh’a karışır. Suyun debisinin daha da arttığı bu bölümde
zorluk derecesi 3-4-5 dir. Yusufeli’nden 9 km. ileride Artvin-Erzurum
karayolu bağlantısında, beton köprünün arka tarafında Oltu çayı Çoruh’a
karışmaktadır. Yusufeli’nden 22 km. ileride, suyun akış hızı ve
debisinin yüksek olduğu aylarda Çoruh oldukça hırçınlaşır. İri ve
keskin kayaların da bulunduğu parkurun 100 metrelik bu bölümüne,
zorluğu belirtmek için ‘King - Kong’ denmektedir. Zorluk derecesi 5.9
olan bu bölümü geçmek, ancak Çoruh’un suyunun azaldığı aylarda
mümkündür. Zeytincik köyünden önce 33. kilometrede kamp kurulabilecek
bir alan mevcut olup köyden alışveriş yapılabilir. 43. kilometrede dar
bir kanyona girilmektedir. Yaklaşık 3 km. uzunluğundaki bu kanyonda
parkur 3 - 4 zorluk derecesindedir. 57. kilometredeki Oruçlu köyünün
bulunduğu yerdeki benzin istasyonunda botlar kıyıya çekilerek parkur
tamamlanabilir.

Benzin istasyonunda yeme, içme ve konaklama hizmeti
verilmektedir. Oruçlu köyünden Artvin 20 km. uzaklıkta ve zorluk
derecesi 1 - 2′dir. Bazı gruplar parkuru Artvin’e kadar uzatmaktadırlar.

21 Ocak 2009 Çarşamba

Bilinmeyen (Saklı) Bir Tarihi Eser Karsevan Kalesi

Geleceğini daha iyiye, daha güzele götürme çabası içinde olan toplumlar, geçmişinden vazgeçemez. Geçmiş, bugünü geliştirip, geleceğe yön vermede önemli bir kılavuzdur. Kendi tarihsel sürecini bilmeyen toplumlar, geri kalmaya mahkumdurlar. Kültürel miraslara sahip çıkmak, onları korumak, aynı zamanda ideolojik bir tavırdır da. Kültürel kalıt, tarihsel geçmiş, akıl ve bilimsel verilerin ışığında oluşur.

Gelecek kaygısı, tarih bilinci edinmeyi gerektirir. Tarih bilinci, sağlıklı gelecek için oluşturulan düşüncelerin biçimlenmesine yön verir.

Antropologlara göre, insanlık âleminin, hayvanlar âleminden ayrılması, iki milyon yıl öncesine dayanır. Bu süreçte insanlar, birbirleriyle ya da doğayla savaşım içinde olmuşlardır. Dönem dönem barışı da yaşamışlardır, bu süreç, günümüzde de biçim değişiklikleriyle devam etmektedir.

Anadolu coğrafyasında, binlerce yıllık savaşlar sonucu elde edilen kazanımlar vardır. Bunların korunup kuşaktan kuşağa aktarılması gerekirken, ne yazık ki, insanlar tarih bilincinden ve önemli kültürel kalıtlardan (miras) yoksun bırakılmaya çalışılmaktadır. Buna en çarpıcı örnekleri Hasankeyf’in , Çoruh vadisinin ve Yusufeli ilçesinin yok edilmeye çalışılmasıdır.

Uygarlık kavramını, kökleri milyonlarca yıl öncesine dayanan insanın ortaya çıkışı ve toplumsal evriminin bütünü oluşturmaktadır. Bu gerçeği bilmeden, çağımızın bugünkü ileri buluşlarından yararlanmak, çağdaş olmaya yetmez. İnsanı insan yapan değerleri bilmek gerekir. Bunun için, inancımıza, ideolojimize denk düşeni, işimize geleni koruyup, gelmeyeni yok etme hakkına sahip değiliz.

Artvin’in geçmişi, geleceği, sosyo-ekonomik ve kültürel sorunları değişik kesimlerce, farklı boyutlarda ve sıkça tartışılmaktadır. Özellikle Artvin’in kalkınması konusunda,”doğa turizmi” üzerinde durulmaktadır. Doğa turizminin özünü oluşturan tarihsel değerlere ne denli sahip çıkıldığı ise tartışma konusudur. Artvin yöresinde turizmi ilgilendiren, kültürel miras özelliği taşıyan ve koruma altına alınması gereken birçok tarihsel miras bulunmaktadır. Bunlardan biri, kaderine terk edilen Artvin - Artdanuç’taki “Karsevan Kalesi” dir.

Karsevan Kalesi Hakkında Bilgiler


Karsevan KalesiÇocukluğumdan bugüne kadar Karsevan Kalesi ile ilgili birçok efsanevi öykü dinledim. Ancak hiçbir yazılı kaynakta adına rastlamadım. Bu nedenle tarihsel değerimize dikkat çekmek istedim. Yöre tarihi konusunda önemli ipuçları bulunabileceğine inandığım, bu kalenin arkeologlar tarafından incelenmesi için bu tanıtımın yararlı olacağı kanısındayım.

Karsevan Kalesi, Ardanuç’a 17 km uzaklıkta bulunan Tosunlu (Usot) köyü sınırları içerisindedir. Kalenin bulunduğu bölgeye “Karsevan” denilmektedir. Kale, Tosunlu köyünün doğusundadır. Kaleye köy merkezinden çıkınca Loryolu, Büyükmeşe, Demirkapı ve İncedere güzergâhından, yaklaşık 3 kilometrelik bir yolla gidilmektedir.

Kalenin batıya bakan yüzeyi el yapımı duvarla örülüdür. Üstünde kimlere ve hangi zamana ait olduğu bilinmeyen mezarlar vardır. Kalenin zirvesinde 2 metrekare çapında, 1.5 metre derinliğinde, büyük olasılıkla gözcü sığınağı olarak kullanılmış, yan duvarları ustaca örülmüş bir oda bulunmaktadır. Odanın tabanı ne yazık ki defineciler tarafından tahrip edilmiştir.

Kalenin 300 m doğusunda, Bulanık Köyü sınırları içerisinde Balkayası diye anılan bir kayalık bulunmaktadır. Kayanın alın yüzeyi orta kısımlara doğru bir girişi olan içerisinde geniş bir boşluk (mağara) olduğu söylenmektedir. Kale ile Balkayası arasından bir dere geçmektedir. Batısında yol güzergâhı üzerinde ve 1 km uzağında Demir Kapı, güney batısında Petek Taşı, güneyinde tüm bölge coğrafyasına hakim bir kaya (Kâb), batısında Çatalkaya yer almaktadır.. Kalenin dört yanı ormanlarla kaplıdır. Kalenin yanında bir bardağını bir seferde içilmesinin mümkün olmadığı bir kaynak suyu akmaktadır. Kalenin 1 km doğusunda Lori Yaylası, 1.5 km güney batısında Tosunlu Yaylası, 1.5 km kuzeyinde Ballı köyü (Gülica) çermiği (Misirot),3 km kuzey doğusunda Güleş Köyü sınırları içerisinde Çermik (Ğulğula), Gelin Kayaları , 5 km Kuzey Batısında ise Bulanık köyü Rabat Kilisesi yer almaktadır.

Karsevan Kalesi Hakkında Söylentiler

Kalenin tarihi bilinmemekle birlikte söylentiye göre; civarı M.Ö. yerleşim alanıymış. Kalenin karşısında yaklaşık 500 metre ilerisinde Köse Çayır adlı bir çayır, bu çayırda bir de mağara bulunmaktadır. Suçlular bu mağarada mahkûm edilerek cezalarını çekerlermiş.

Kalede, Kar adlı bir delikanlı varmış. Kalenin karşısında Bulanık Köyü sınırları içinde kalan Balkayası’ nda da Şirin adlı bir kız otururmuş. Kale ile kaya arasından Bulanık Deresi geçmektedir. Söylentiye göre o zaman burası denizmiş; karşıdan karşıya geçmek olanaksızmış. Kız karşıd cecim (cicim) dokur (örer), delikanlı kalede saz çalarmış. Kızla delikanlı birbirlerini karşıdan görerek âşık olmuşlar. Ancak bir türlü kavuşamamışlar. Bir söylentiye göre karşıdan karşıya geçme olanağı bulamamışlar. Bir söylentiye göre de kızın babası kızı Kar’avermemiş, onun için kavuşamamışlar.

Yine bir başka söylentiye göre, Balkayası’ ndan yukarıda adından söz edilen Demir Kapı civarına çıkan bir tünel varmış. Şirin ile Kar tünelin çıkışında buluşarak kaçmaya karar vermişler. Ancak Şirin çıkışa geldiğinde, tünelin çıkışında demirden bir kapı olduğu ve kapıyı açamadıkları, o bölgenin ismi de bundan ötürü Demir Kapı olarak adlandırıldığı söylenmektedir.

Olağanüstü bir doğa güzelliği ile iç içe geçmiş olan bu kale ile ilgilenilmesini, gidilip görülmesini, tarihsel yanını incelenmesini ve turizme kazandırılması için gereken çalışmaların yapılmasını diliyorum.

Yazar : Rasim YILMAZ